31 Ocak 2011 Pazartesi

Masal dünyası

Bende bu masal dünyasında olmak istiyorum benimde yanaklarım pembe olsun kirpiklerim gökleri bulsun istiyorum.Çok fazla değil sanırım ben çoçukluğuma geri dönmek istiyorum.
Aşağıda gördüğünüz linkteki siteyi ve tasarımları çok beğendim ,bence bu resimlerin kuklaları yapılabilir ve çok da hoş olabilir inancındayım. Siz de benimle hem fikirseniz bir gezin dolaşın derim.




28 Ocak 2011 Cuma

Kırmızı Resin bileklik

Yok bir türlü resimleri düzenleyemedim buyüzden tersten gideceğiz ve bitmiş halinde yola çıkarak hikayemize başlayacağız:
Çok yalnızım çok,evde zaman geçmek bilmiyor. Dizi izliyorum ,film izliyorum internette dolanıyorum, takı yapıyorum,beyin fırtınası falan ama yok can sıkıntısı geçmiyor. Aslı bir süredir Eskişehirde ve ben kendi kendime ne sohbet edebiliyorum ne de dedikodu yapabiliyorum.Dün akşam da yine yalnızlığımın içinde kalk bakalım oturma bitir işlerini artık dedim ve yarım kalan bilekliği tamamlamaya karar verdim.
Bir süre önce elimdeki ahşap numunelerini ikiye bölüp dört kenarına delik açmıştım bileklik yapmak için.Sonra bu parçaları numaralandırıp hepsini yan yana dizmiş ve üzerlerine desen çizmiştim.Aklımca üzerlerine resin döküp bileklik yapacağım ama nerdeee. Nezaman resin hazırlasam ilk malzemelere yetiyor bunlara gelince bitiyor.

Ben de dedimki demekki özel ilgi bekliyorlar.Dün oturdum sadece onlar için resin hazırladım.Bir güzel karıştırdım ;inanılmaz ama hiç köpük yapmadı.Acaba nedeni minicik cam kapta karıştırmış olmam olabilir mi ? diye merak ediyorum.İlk üç resimde resin dökülmemiş ham malzemeler bulunmakta.

Daha sonra kibrit çöpü ile-mega boy kibrit çöpü- ham malzemeleri üzerine dolu dolu resini döktüm ve aşağıda gördüğünüz parçaları oluşturdum.Yine herzaman olduğu gibi kendi kendime aman ne güzel oldular derken ayyyy etrafa taşmışlar.Nasıl bir yüzey oluşturmalıyım ben anlamıyorum su terazisi ile zemin eğimini mi ayarlamalıyım.Nezaman yapsam dökülüyor kenarlarından.Neyseki bu sefer zaiyat çok değil yani gene ilk halleri gibi kaldılar.
Dün akşam kurumaya başladıklarına göre bugün kuruma tamamlanır.Ama ben pazara kadar bilemeyeceğim aile ziyaretim dolayısı ile:)

Pazar akşama sanıyorumki bilekliğin bitmiş halinin fotoğraflarını koyarım.

Dip not: Genel olarak her fotoğrafta Cadence 100kat vernik-resin fotoğrafı var çünkü sizde kullanmak isterseniz aklınızda bulunsun diye:)

26 Ocak 2011 Çarşamba

Ceciliaplaza gezmeli,görmeli,öğrenmeli


Bir an linki kaybettim sandım kaydettiğim adreslere tek tek baktım neyseki buldum oradaydı derin bir oh çektim-ohhh- hani bazı eşyalarınız vardır da kaybettiğinizde aman tanrım neyapıcam şimdi dersiniz,halbuki ben ondan şöyle böyle yararlanıcaktım dersiniz, işte tamda böyle bir site Ceciliaplaza. Ben ipli kuklalar yapmayı öğrenicektim,çeşitlilik öğrenicektim,yenilik katıcaktım,herkesle paylaşıcaktım derken buldum onu :)
Şimdi cecilia yaptığı kuklaların üzerini boyuyor da nasıl böyle soft görünüyor merak ediyorum. Buarada farkındaysanız hiç kukla yapmıyorum,araştırıyorum falan diyorum ama bu resmen benim bahanem ben aslında korkuyorum.Hiç itiraf edemem bazen korktuğumu kendime bile ama korkuyorum. Ee şimdi nasıl itiraf edebiliyoruma gelince dün bir kitap bitirdim adı: "Günaydın Funda" önce narsist bir yaklaşımla kitabı almış olsamda hikaye çekti götürdü işte.Okumaya değer güzel bir kitap.Tabi entellektüeller ne der bilmem ama yok ben öyle aşk romanı falan okuyamamcılar hiç bakmasınlar.Kitabın içinde bir bölüm var işte o cümleler korkularımı dile getirmemi sağladı ,sakladığım gerçeği paylaşmamı sağladı. Evet ben korkuyorum çünkü bir modeli yaptıktan sonra ikinci modelde daha iyisini bekler insan ee peki ya daha iyisi olmazsa evet birşey kaybetmez insan ama ben incinirim.
İşte böyle gene benim düşüncelerime daldık gittik ama Cecilianın dünyasını gezmeyi kesinlikle unutmayın.
Güzel mutlu seyehatler dilerim:)

25 Ocak 2011 Salı

Bez bebekler


Geziyorum ,dolaşıyorum ,karşılaşıyorum.Bu bebeklerin insanı mutlu eden bir yanı var.Yanakları mı yoksa heran şaşırmış gibi duran ağızları mı bilmiyorum ama benim de böyle bir bebeğim olsun istedim bir an. Bazen yaşıma bakmadan isteyebiliyorum böyle şeyler ki sanırım çevremdekiler bazen şaşırıyordur çok çocuksu olmaya başladı diye, ya da şaşırmıyordur ne yapsa yeridir mantığı ile. Ama ben seviyorum renkli şeyleri,sevimli ve insanın içine kıpırtı veren şeyleri seviyorum. Umarım siz de beğenirsiniz. Bir gezin bir inceleyin yeni dünyalarla tanışacaksınız:):) İyi gezmeler diliyorum.
Not: Sanırım bu bebekler için amerikan bezi, biraz yün ,biraz kumaş ve yaratıcılıkla kıpır kıpır olmuş bir tasarım dünyası gerekiyor.Sizde de bu malzemeler varsa neden duruyorsunuz ki:)

24 Ocak 2011 Pazartesi

Düğmeler

Genelde eskiyen kıyafetlerimi keserim kumaşlarını bir şekilde kullanırım ya da heba ederim:) ama düğmeleri hep saklarım. Bu düğmelerde bir gömleğimden kalmıştı. Sonra madem güzelce kutuda uyuyorlar bu düğmeler dedim kalksınlar bir işe yarasınlar. Tel ile birbirine bağladım ve bitişlerine takı halkaları ile zincir yaptım sonunda bir de klips ekledim ve masrafsız şık ve tarz bir bilekliğim oldu.Çok kolay bir düşünün:)

Örümcek ağı bağlamış malzemeler

Uzun zamandır takılarımı organize etmeye çalışıyorum. Kutudayken hakim olamıyorum onlara,böyle biri bir tarafa diğeri onun içine derken yumak oluveriyorlar. Geçtiğimiz aylarda bir çözüm bulmuştum aşağıda gördüğünüz beyaz renkli dakota önce rengarenk lamine ahşap numunelerini yapıştırdım sonrada tabakaya çiviler saplayıp bu düzeneği güzelce koli bandı ile dolabıma yapıştırmıştım, ilk birinci hafta mükemmel idare eden sistem haftasonu onu yerde bulmam ile bana ilk hayal kırıklığımı yaşattı diyebilirim. Sonuç takılar yine kutuya :( Ne kadersizlermiş değil mi?
Ama merak etmeyin yılmadım bir iki ay düşündüm ve yeni bir fikir geldi aklıma; Kukla yapmak için aldığım tel ile 35 cm uzunluğunda kollar yaptım dakotaya düşey yönde paralel olarak açtığım deliklerin içinden ayrı ayrı yaptığım 5 teli geçirdim .Aynı askılık mantığında olduğu gibi altta taşıyıcı bir uç,üstte dolabın üzerine tam oturacak diğer uç. Kıvırdım bitişlerini kağıt bant ile bantlanladım ve dolabıma astım,Sonuçtan çok memnunum ve birtane daha yapsam iyi olacak gibi:)

En üstte gördüğünüz resimi dolaba nasıl oturduğunu göstermek için koymuştum.
Yapımı oldukça kolay olan bu takı askılığını siz de rahatça yapabilirsiniz:)

5 Ocak 2011 Çarşamba

Denemeler



Dün gece yeni bir kukla çalışması için oturdum ama birden kanatlar yapmaya karar verdim. Aslında biraz araştırmak gerekiyor ben öyle gelişi güzel yapmış gibi oldum. Ama bu da güzel oldu hatta Aslı aynından kendine de istiyor. Bakalım nasıl gelişecek tüyler mi tüller mi yoksa başka birşeyle mi kaplamalıyım ya da böyle mi kalmalı böyle kanatları nasıl bir kukla taşıyabilir göreceğiz.

Etkileyenler

http://www.imdb.com/title/tt0446755/
Ben bir film izledim ve hala etkisindeyim.Atamıyorum üstümden ,bu okadar ilginç ki kendime şaşırıyorum,filme şaşırıyorum Edward Norton'a ve Naomi Watts'a şaşırıyorum. İki gece önce saat 23.00 gibi kanallarda dolaşırken - genelde o saatlerde gözlerim kapanmaya başlar-duvak diye bir filme denk geldim. Aslıya bir bak bakalım konusu neymiş dedim ve izlemeye başladık(!) Aslında başladım çünkü bir baktım Aslı uyumuş:) Kafamdaki uyumalısın sabah iş var seslerini bastırıp izlemeye başladım. Normalde Edward Norton'dan pek haz etmem yani aman olsada olur olmasada olur ki başka biri gayet güzel oynayabilir bu rolü derken bu filmde tam tersi oldu. Bu filmde gerçektende hakkıyla o olmalıydı. Hareketleri rol değil gerçek gibi bütünleşmişti filmle ve film bittiğinde saat bir buçuktu. İyiki izlemişim dedim kendime. Size de öneriyorum buyüzden. Filmin Türkçe adı Duvak niye böyle çevirmişler bilmiyorum ama size iyi seyirler:)

merak ettim diyenler