16 Aralık 2012 Pazar

Kişisel Mim'likler


Aşağıda görmüş olduğunuz aşırı ağır sorular ile Mr.E tarafında mimlenmiş bulunuyorum...Bu mim bana biraz kişisel geldi ama ne zararı var diyerek yanıtlamaya çalışacağım bakalım.Hayır öyle sorularki ya ben bu konuda ne düşünüyorum hakikaten diye düşündürmediler değil yani:) Ozaman başlıyorum...

Mantığın mı yoksa duyguların mı ön plandadır?

Mantığım herzaman ön plandadır. Genel olarak çok dikkat ederim,her konuda oturur düşünürüm tabi bazen mantıklı yaklaşımlar ile acaba yanlış mı yaptım gibi duygu yoğunlaşmalarım da olmuyor değil:) öte yandan istisnaların söz konusu olduğu anlarım da çoktur: Sinirliysem sıfır mantık,kalp atışlarım yükseldiyse sıfır mantık, ha bir de şu varki birşeyde -bu çözüm olabilir,kişi olabilir, araç olabilir- pratiklik söz konusu değilse sıfır mantık hiç düşünmeden duygusal ya da iç güdüsel olarak siler atarım.

İnsanlar niye mutlu değiller? Niye gözlerinin önündeki mutlulukları görmüyor ve şükretmesini bilmiyorlar?
İnsanlar neye ulaşacaklarını bilmedikleri için mutlu değiller. Sonu bilmiyoruz sadece sona varana kadar yarını yaşamaya çalışıyoruz. Ve bilmediklerimize ulaşmaya çalışırken Mr.E'nin de dediği gibi hep daha fazlası için öteliyoruz mutluluklarımızı.Şu bitsin sonra:) Biz hep yarın için çalışırken kaçırdığımız bugünlerin kıymetini bilsek daha mutlu olabiliriz gibi. Mutluluk görülemeyecek bir kavram değildir. Sadece ötelenebilir olmasına izin verilmemelidir...

Çok para harcayıp, keşke almasaydım ya da harcamasaydım dediğin bir şey var mı?
Hımm, ben biraz cimriyimdir çok düşünürüm araştırırım gerçekten lazım ise ancak öyle alırım birşeyi doğal olarak da ben bunu niye aldım cümlesini pek kurmam . Çok para harcayıp birşey aldıysam o mal o paranın hakkını çıkartır :)

Haklı olduğun bir konuda kendini savunur musun? Yoksa susmak adalet mi dersin?
Eskiden olsa sanırım susardım.Ama insanlar öyle kötü ki hep okadar haklı olduklarını sanıyorlarki elimden geldiğince savunuyorum kendimi. Ama karşımdaki egosu şişkin manyak hala beni almayıp kendi yolunda devam ediyorsa ,damarlarımı patlatmak ne işe yararki eşek yine bizim eşek konuyu kapat gitsin...(Bu da benden bütün eşeklere gelsin...) 

Tok gözlü müsün? Yoksa her şeyim olsun diyenlerden misin?

Herşeyim olmasın, herşeyi olursa bozulur insan.Maddi olarak bağlılıklarım olmasın beni sınırlayan prangalar olmasın. Dün yaşadım ,bugün yaşıyorum  yarın da yaşanır yaşanmaz mı? 

Ve gelelim benim mimlediklerime: Kilpi ve Emelcik bu zor soruları yanıtlayıp paylaşmanızı rica etmek zorundayım:)))

26 Kasım 2012 Pazartesi

Nani...

Ben herşeyi kaçırmak zorunda mıyım? Tamam olay tamamen benimle alakalı, herşeyi yaee giderim deyip kulak arkası ediyorum ama yuh ya bu güzel organizasyonu nasıl böyle es geçerim. Ama ucundan sonundan yakaladım. Dün gece 20:00 seansında çok güzel 4 adet film izledim. Aslında hepsi biribirinden güzeldi amannn şunu da beğenmedim diyemeyeceğim yani :)

*İlk film: Terra/ Toprak (Tanıtım filmini bir türlü bulamadım.)

*İkinci film: Nani ( Tanıtım filmi)

*Üçüncü film: Nostos/ Eve Dönüş (Tanıtım Filmi)

*Dördüncü ve son film: Don Sabas/ Bay Sabas...(Tanıtım Filmi)

( Ağlaya ağlaya çıktım gene sinemadan böyle bi dur noktam yok yaa musluklar hep açık:))
Bu gün son gün kaçıranlar elinizi çabuk tutun :) hala minik bir şansınız var:)

Gelelim en çok beni etkileyenlere:

Nani , aradım aradım tanıtım filminden ötesini bulamadım, belki birgün yolu internete düşer de herkes izleyebilir...
Bay Sabas, oldukça etkiledi beni en son "yaeee niye akıyor bu göz yaşları herkesin gözleri kuru hey allam" diyodummm :/ Bay Sabas çok sevdim seni... oyuncu seçiminin mükemmelliğini es geçemeyeceğim...

13 Kasım 2012 Salı

Bu salonda işkence var



Buaralar bayağ bir link biriktirmişim ve paylaşmanın zamanı gelmiş. Paylaşırken bir yandan da size iyi,kötü,çirkin şeyler anlatayım hayatımdan :)
Yukarıda görmüş olduğunuz linki muhtemelen daha önce de paylaşmıştım ama bazen böyle güzel tekrarların kötü bir yanı yoktur değil mi? Malesefki blog sahibi 2011den bu yana herhangi bir paylaşımda bulunmamış -çok üzücü- bu yüzden bunlar elimizde kalan son görseller :) sayfa sayfa inceleyin.Bence oldukça ilham verici:)

Bu seferki sadece link.Biraz tüyo içeriyor diyebiliriz.Beyaz polimer kilin nasıl temiz tutulacağı, nasıl pişirilmesi gerektiği hakkında bilgileri bu linkten bulabilirsiniz. 



Önce tanıtım sonra reklam :)
Olayımız şu: Tibek öküzü kürkü. Bu malzemeyi Türkiyede bulunmuyor falan diye öyle göz ardı ediyordum. Ama bir yandanda yapılmış güzel modeller üzerinde ahh ahh modunda takip etmekteydim . Sonra bir gün KİLPİ dediki ben biryerden Tibet Öküzü Kürkü buldum sen de ister misin? Körün istediği bir göz allah verdi iki göz:) Önce şaşırdım  yaeee burası türkiye nerden buldun ki onu falan derken :) Dün kargo ile almış oldum ilk kürkü. Yumuşacık süper birşey. Hani belki siz de almak isterseniz Kilpi'de daha çok varmış :)



Koreli süper insan :)şimdi bu polimer kil'e hayranlık duymuyor değilim hani tam el atmadım ama onu da yapıcam.Yani böyle süper görsel ilham kaynakları ile merakım tavan yapıyor yahuu :)Bu yukarıdaki kitap ayıracı wauwwww wauuwww wauww dedirtiyor :)

Gelelim başlığımıza: 
Bir zamanlar latin dansları için kursa gittim, sonra pilatese gittim ve şimdi de bir spor salonuna yazıldım.Aletli koşu bantlı falan... Buarada salon karışık bir yanda halter bir yanda koşu bantları.Gülünce neden gülüyorsun oluyor ama bana komik geliyor.Bu vücud geliştirme olayını ilk defa bu kadar yakından izliyorum ve kişiler bağırış çığrışlar içinde o halterleri kaldırırken çıkan bu seslerin hem motivasyon sağladığını hem de o anki kasılmayı desteklediğine inanmak istiyorum. Öyle yüz ifadeleri çarpıyorki gözüme aman tanrım adamın etinden et koparıyorlar sanki bırak bırak bi soluklan yaa bi nefes al abicim diyesim geliyor :) Bu yüzden bugün başlığımız böyle : "Bu salonda işkence var ..." 



8 Kasım 2012 Perşembe

Nurten Teyze Kekleri


Ben normalde burada böyle kek tarifi falan vermem ama bu benim için oldukça özel bir tarif :D
Eski ev arkadaşım Aslıyı biliyorsunuz-bilmeyenler için : Aslı - işte biz beraber kalırken bir tatil dönüşü aslının annesi eskişehirden mozaik cevizli kek yollamış ben böyle bir dilim aldım offf offfff o ne güzel bir tattır o ne güzel bir kektir öyle aman yarebbim diye kalmıştım...Sonra tabiki aslı her tatilden döndüğünde bavul başında acaba kek getirdi mi diye kedi modunda dolanmaya başlamıştım.Sonra bir gün dedim ki yaee Aslı evlenecek ben keksiz kalacağım aman tanrımmmmmmmmmmmmm. Ve tarifi aldım Nurten Teyzemden. Önce bir süre tarifle sade mozaik kek yapıp yedim-bu sayı bir kaç milyon kere olabilir- sonra keki biraz modifiye etmeye karar verdim : mozaik kek içine damla çikolata ve ceviz kattım mükemmel bir tat oldu:) Dün de dedimki keki full kakaolu yapayım öyle deneyeyim yaee gene çok güzel oldu. Ama olay tamamen tarifle alakalı. Söyle söyleyebilirimki bugüne kadar hiç fiyaskosu olmadı hep pofuduk oldu, heryeri de pişti. Bu mükemmel tarif için Nurten Teyzeme teşekkür ederim :) Not: senin elinden de bir başka oluyordu ama :P
 Kek Tarifi:
1.bölüm
*2 yumurta
*10 yemek kaşığı şeker
*1 çay bardağı süt
*1 çay bardağı yağ
*1 paket vanilya
Bu karışımı mikser ile güzelce karıştırıyoruz.
2.bölüm
Hazırladığımız karışıma
*10 yemek kaşığı un ( tepeleme değil silme değil ortalama birşey:)
*1 paket hamur kabartma tozu
ekleyip karıştırmaya devam ediyoruz.
Sade isterseniz bu karışımı
Mozaik isterseniz karışımı ikiye ayırıp bir tanesine bir yemek kaşığı kakao ekleyerek
Kakaolu isterseniz  2 yemek kaşığı kakao ekleyerek
Ve üzerini dilediğinizce süsleyerek
Önceden 220 Santigrad derecede ısıtılmış fırına verip 10-15 dakika pişirmeniz yeterli. Ama yinede kontrol için 10 ve 15. dakikalarda bıçak batırıp bıçak üzerindeki krema kalıntılarına göre pişmiş pişmemiş kararını verebilirsiniz. Sonra da işte afiyetle yiyiyorsunuz. Benim gibi kek sever biriyseniz yaptığınız keki muhakkak birileri ile paylaşmanız iyi olabilir :) Oturup koca tepsiyi yemek istemezsiniz değil mi:)

6 Kasım 2012 Salı

Zumbara

Bundan bir kaç ay önce Radikal gazetesinin Zaman kumbarası başlığıyla duyurduğu bir haber okudum ve vay be ne güzelmiş deyip hemen oluşuma üye oldum. Sonra herzamanki gibi bir süre yine başka eşelenmelerle uğraştım ve aaa ben birşeye üye olmuştum yaeee diyerek adam akıllı açtım sayfayı.
Olay aynen şöyleki :
   Üye olduğunuz taktirde bir kumbaranız oluyor bu kumbarada size avans olarak 5 saat zaman veriliyor. Buarada siz de ilan veriyorsunuz. Mesela şöyle bir yeteneğiniz var  : "Yahu ben ne kadar güzel musluk tamir edebiliyorum" İlanınızı aynen şöyle yazabilirsiniz Tesisat için yardımcı olmak istiyorum... Bu ilanı verirken 1 saat 2 saat bir zaman belirliyorsunuz. Böyle bir hizmete ihtiyacı olan zumbara üyelerinden herhangi biri ilanınıza teklif veriyor ;siz konuşup anlaşıp musluğu tamir ediyorsunuz ve 1 saat ya da daha fazla artık oraya ne yazdıysanız okadar saat zaman kazanıyorsunuz ve zumbara hanenize yazılıyor.Ya da bunun tam tersi sizin öğrenmek istediğiniz birşey var mesela ;  İtalyaya gideceksiniz ve bilgi almak istiyorsunuz. Bu başlık altında: "Ben romadayken sokaklarda kaybolmak istemiyorum bir yardım ediverin gari" yazıyorsunuz ve teklifleri beklemeye başlıyorsunuz. Yine birileri teklif veriyor ve size romadaki sokakları metroları otelleri pansiyonları anlatıyor ve herkes mutlu:) tabi karşılığında bu sefer siz bu herhangi kişiye belirlediğiniz kadar zaman yolluyorsunuz... Bu şekilde parasız hizmet takası mantığı ile farklı farklı konularda insanlara yardım edebiliyorsunuz ya da insanlardan yardım alabiliyorsunuz...
   Buarada toplu paylaşımlar da oluyor. Bayram gezisi, müzik dinletisi,sohbet, muhabbet :) Bunu bir düşünmelisiniz...

23 Ekim 2012 Salı

ilk defa gibi

Şimdi ben bunları geceni bu saatinde niye ekledim dimi :) Yani haber niteliğini anlayamadık:) Aynen şöyle : denedim oldu :) Muhtemelen 2 yıl önce aldığım koca bir paket supersculpey çekmecede yatıyordu. Peki neden: Çünkü her elime aldığımda sert malzemeden dolayı ellerimde kızarma ezilme ve acıma oluyordu ben de aynen çekmeceye geri koyuyordum paketi. Ama birsüre önce bloglardan birinde saklı kalmış minik bir detayı yakaladım ve anaa işe yarar mı acaba bu diyerek koştum markete. Olay fimo/sculpey/cernit malzemesinin bebe yağı ile yumuşatılmasında bitiyormuş. Bu arada okadar tez canlıyımki hemen denedim(!) Tabiki denemedim bir süre süründürdüm yine dolapta:) Ama az önce dedim ki bugün değil nezaman:) Bazen yavaşım paspalım boşverelim modunda yaşıyorum :) 
Bunlar denemelerim:) Şekil veme aşamasını atlattım okey de pişirme aşaması beni hala korkutuyor ya Hadi bakalım...




20 Ekim 2012 Cumartesi

Yine bir ödül-len-dir-il-dik durumu bir farkla:)

İzleyici sayısı 200 kişinin altında olan blogçuların takipçilerini arttırmalarını sağlamak için böyle bir ödül aktivitesi yapılmış. Normalde ben " ben şimdi kimi ekleyeceğim kimse yokki moduna girdiğim durumlardan biridir kendisi" :) Ama felek bu sefer yanıldın. Benim de ekleyebileceğim süperötesi bloglar var:) Hepsini ödüllendiriyorum en takip edilesi bloglar olarak ilan ediyorum :)






PS 1: Budamı gol değil blogunun kişi sayısı almış gitmiş ama ne farkeder adam ödülü hakediyor:)

29 Eylül 2012 Cumartesi

Bir Plaid'den beklediklerim

Dün akşam yeniden denedim ve denemeye devam edeceğim. Şimdi normal şartlar altında istediğim yazılı grafiğikteki gibi damlattığım plaid malzemenin gerçekleşen hali gördüğünüz gibi karşıladı beni. Hadi yüksekliğindeki azalmayı anlıyorum köşelerdeki pahları anlıyorum ama o  ortadaki çökme nedir yahu :/ Bu görmüş olduğunuz şekil plaid malzemenin oda sıcaklığında üzeri mini bir kapakla kapatılmış halde elde edilmiştir. Bir önceki deneyimlerden farkı:
*Mavi sedefli renk kayboldu, gayet şeffaf bir malzeme oluştu.
*Yamuk yumuk şekil yukarıda gördüğünüz-idare eder ama istediğim bu değildi haline döndü.
Bugün üzerine eklemeler yaparak kat kat ne hale geliyor acabayı deneyeceğim. Fotoğraflarını koymaya çalışacağım. Bir de neden cam gibi sert olmadı da yıllar önce annemlerin dantel kutusuna dönüştürdüğü pepsi şişesinin dibindeki mavi bölüm ile şişeyi birleştiren silikon malzemeye dönüştü anlamadım. 24 saat sonra daha farklı bir hal almasını bekliyorum açıkcası.

28 Eylül 2012 Cuma

Mr.E'nin Objektifinden Altın Sarı


 Ve sonunda gözlerimin nerdeyse kör olmasına, ellerimde de parkinson başlamasına yol açan detaylarıyla Romira :) Bundan diyebilirimki 13 sene önce çok uğraşarak kendimce çok güzel bir karakalem portre hazırlamıştım ki o son karakalem çalışmam olmuştu. Nedeni ise detaylarda boğulurken ellerimin titremesi,aşırı yorgunluk baş dönmesi ve mide bulantısıydı. Ben de dedimki madem bu kadar kendimi kaybediyorum bir daha yapmam olur biter:) Şimdi kuklaların detaylarıyla uğraşırken yine ellerim titriyor.... ama sonucu görmek çok keyifli oluyormuş ki zaman yaratıp bir yenisine başlamak çok eğlenceli olacak :)
Yine bu güzel resimleri çeken arkadaşım "Yüksek Adam"  Mr.E'ye çok teşekkür ediyorum.








Mr.E'nin Objektifinden Kırmızı



 Benim telefonum da çekiyor evet haklısınız  böyle değil:) Ee tabi ben böyle  söylene söylene sonunda biri çıktı ve kurtarıcam seni bu piksel sorunundan ve akıl almaz flu'luktan diyerek Kariyan ile Romiranın resimlerini süper ötesi fotoğraf makinasıyla bu güzel karelere sığdırdı:) Ve günün kahramanı olmayı hakketti :)
Teşekkürler Mr.E



13 Eylül 2012 Perşembe

İlk güzergahları çöp oldu...

Bir süredir yoktum,aslında buralardaydım ama kendimden yıldım olmayanlardan,olamayanlardan bıd bıd bir dolu şeyden.  Gözlerin hepsini çöpe atmak zorunda kaldım. Öncelikle benim hatam sabırsız olmam. Yani bir şeyin kurumasını beklemek kadar mantıklı ne olabilir ama yok illaki olacak ve göreceğim. Sonuç olarak hazırladığım gözlerin içindeki malzeme daha sonradan kuruyup büzüştüğü için gözler de bir çirkin oldu. Bununla beraber yeni aldığım 3 boyutlu şeffaf sıvı malzeme malesef ki işe yaramadı. Kuruyunca sedefli açık mavi yamuk yumuk bir hal aldı. Ya bir kaç kullanımda ne olduğunu anlayacağım ya da gerçekten işe yaramıyor.
Bu moralsizlik içinde güzel birşeyler için "Elyapımı Bebekleri" inceleyebilirsiniz...

12 Ağustos 2012 Pazar

Yaşasın ne harikasın dünya(!)

Evden gözler fışkırıyor :) Buaralar o kadar çok göz çalışması yapmışım ki nasıl nereye yerleştirsem bilemedim. İş hayatımda olduğu gibi evdeki hobi hayatımda hala tam yerleşebilmiş değil. Farklı bir malzeme ortaya çıktığı anda heryer darmadağın oluyor! Ama düzelticem ,demekki bir organizasyon eksikliği var- seni yenicem dünya seni yenicem- o kadar ;)
Şimdi size bu gözleri nasıl yaptığımı anlatayım:
Aslında herşey deneme yanılma oldu gibi birşey. Yani birşeylerin nasıl yapılacağını öğreniyorum ama püf noktasını hiç kimse paylaşmadığı için ilk ürünler hep bozuk oluyor. Tabiki kimse paylaşmak zorunda değil ama yani ben şimdi burada püf noktasını yazsam neolur yazmasam neolur. Oyüzden ben yazma taraftarıyım.
Baştan başlayalım:
* İlk Aşama : Makin'sClay ile alt yapı oluşturdum. Sizin kolayınıza nasıl gelir bilmiyorum ama ben yuvarladığım hamurları tombul solucanlar haline getirip uclarını keserek yapıyorum. Daha sonra bu yarım küreleri biraz düzeltip tepe noktalarına hafifce bastırarak düz hale getiriyorum.(Bu noktalara yukarıda görmüş olduğunuz daha önceden baskı aldığım göz bebeklerini yapıştırıyorum)
*İkinci Aşama: Cadence+ Akrilik Beyaz boya karışımı. Şimdi Cadence 100 kat vernik/resin daha önce de anlatmıştım bu malzemeyi. İncelediğim bloglarda resin malzemeye akrilik boya karıştırılabileceğini duymuştum ve beyaz akrilik boyayı karıştırarak ilk denemeyi bu gözlerde yapmaya karar verdim. Cadence'in iki malzemesini aynı oranlarda bir kaba döktüm ardından birazda beyaz akrilik boya katarak karıştırmaya başladım. Şöyle bir sonuç aldım: Beyaz tam karışmamış kılcıklar. Yani okadar karıştırmama rağmen o kılcıklardan kurtulamadım. Demek böyle oluyor diyerek gözlerin üzerini bu malzeme ile kapladım-not: Cadence verniği önce 5-10 dakika karıştırıp koyulaşmasını sağlayıp ikişer üçer dakika dinlenmeye bırakırsanız malzemenin yavaş yavaş kıvam aldığını görebilirsiniz- Bu şekilde 4 çift göz yaptım ama içime sinmedi. Tekrar denedim ama bu sefer önce cadence karışımı hazırladım 5-10 dakika karıştırdım. Ardından karışıma beyaz akrilik boya ekledim. Ve sonuç mükemmel ,bu karışımda homojen bir birliktelik sağlandıki istediğim buydu. Bunları da gözlerin üzerine uyguladıktan sonra kurumaya bıraktım.
*Üçüncü Aşama: Gözleri kağıtlardan ayırma. Ben güzelce keserek uzaklaştırdım kağıtları. Sizinde aklınızda olsun bu kare kağıtları kullandığınızda kağıdın üzerine yapışan gözleri eksenleri etrafında rahatca çevirebiliyorsunuz.
*Dördüncü aşama: Ben henüz bu aşamaya gelemedim ama şeffaf  3 boyutlu malzeme(Plaid Medium) ile göz bebeklerini tamamlamayacağım. Başarabilirsem iş çıkışı kemeraltından bu malzemeyi alıp 4. aşamayı da tamamlamış olacağım. Not: Cadence resin de uygulanabilir ancak hem sarı dokusu hem de köpüklenen yapısı ile istenilen görselliğe ulaşılamıyor.Hım bir de malzemeyi bazen doğru oranlarda karıştıramayabiliyorsunuz. Kilpi ile yorumlaşırken Plaid malzemeyi önermişti:" 3 boyutlu, şeffaf,  karıştırmaya gerek yok" Ben de denemeye karar verdim bakalım :)

merak ettim diyenler