23 Mart 2017 Perşembe

homini de gırtlak pufidi kandil tumba yatak

 Acaba akşama kadar evde otursam ne yaparım... İnanın bunun cevabını hiç bilmiyorum ama en kesin  "bişiy yaparım ben bunla ki" dediğim bir sürü  şeylerle ağzına kadar dolup taşardı.

Anlayamıyorum bu kadar mı işe yaramayan patatesler haline geldik, resmen haberlerde üreten kadınlarla ilgili birşey izleyince gözlerim yaşarıyor. Kusura bakmayın ben böyle büyüdüm , mizacım böyle üret arkadaşım .Birini sevindir ,sen sevin... Ama öyle dantel yapalım eve koyalım demiyorum.
Şuan resmen kendimle çeliştim : "dantel üretimden sayılmıyor mu yani?" Sayılıyor. Ama o böyle işini de almış gelmiş gün teyzesi gibi hissettiriyor.


Ben küçükken günler olurdu annem beni de götürürdü.Allahım ne yiyecekler of of kek börek sevgimin yegane temeli budur yani.Hala vardır bu aktivite, sadece bizler yani çalışan bayanlar katılamıyor okadar. Sözüm güne katılıp evde oturan ablalarıma annelerime lütfen üretin. oturmayın öyle boş boş. Üretin. Akşama kadar zaman mı var da demeyin haberlerinizi alıyorum akşama kadar tarz-stil-evlilik bişeylerini izliyorsunuz. İzlemeyin. Çocuklarınızın telefon karşısında oturup kek yiyen anneye değil üreten örnek olan anneye ihtiyacı var...

 Bez bebek şablon ve tasarımları için tıklamanızı rica edeceğim.Otururken üretebileceğiniz bir sürü şablon var ki şablona ne gerek var gelin ben size çiziveririm...  "Bez Bebek"

21 Mart 2017 Salı

Acaba bir işe yarıyor muyum?

 2002de Dostluklarımızın başladığı Üniversite arkadaşlarımdan oluşan bir grubumuz var ve biz böyle hersene çoğalıyoruz. Eskiden birinin kız arkadaşı veya erkek arkadaşı oldu diye artıyorduk, sonraları aramızdan biri evlendi diye artmaya başladık, şimdilerde ise bir minik güzellik aramıza katıldı ve biz artmaya devam ediyoruz.
Düşünsenize 10 kişi olmuş 22 kişi....

Bebekler olmaya başladığından beri de annelerimiz özendi ve biz de bebek partisi yapıyoruz. Bebek partilerinden beri kimse bebeğin 40'ına, diş buğdayına, mevlüdüne çağırmıyor hoş çağırsalar da çalışmaktan gitmeye fırsat olacağını sanmıyorum.

Bu seferki konseptimiz uçan balonlar... Bebeğimizin adı Rüzgar, 16 nisan civarlarında dünyaya gelir diye hesaplar var... Ama biz o gelmeden onun için rengarenk bir parti hazırladık.


Bir tatlı rüzgar başlığı altında 5'e 8 ölçülerinde Magnet hazırladık, ilk resimde göreceğiniz üzere renk renk kağıtları kesip üç boyutlu balonları da bu magnetlerin üzerine yapıştırdık, sonra onlara sevimli paketler yapıp giydirdik.


Minik kek kalıpları farklı bir eğlenceli oldu, galiba en çok sevdiğim şey eldeki birleşenlerle birşey oluşturmak. 3 balonu şişirmeden önce uclarından sicim ip ile birbirine bağladım, sonra balonları hafif şişirip 3'nün de ağzını bir araya getirip burgulayıp bağlamadan içine çeviriverdim. Mini kek kalıplarına içerden çöp şişleri yapıştırdım.Bunun için 3 tane çöp şiş yeterli. Ve balon yumağını çöp şişler araya gelecek şekilde oturttum ve işlem tamamdır .


Masa önü balon tasarımı Mimar arkadaşım Sedaya( Önce tasarladı, çizdi ve hepsini elleriyle tek tek kesip kurdelaya dizdi), hediyelik ve masadaki  mini kek kalıplarına oturtulmuş balon tasarımları bana ait... Çok büyük bir keyifle hazırladık herşeyi... Aaaa bu arada balonlarımızdaki derin nefes yine Mimar arkadaşım Özgeye ait... Mutluluk ,gözyaşı, yeni bir güne umut ne ararsanız var hazırlıklarımızda...



 Sol ön köşede görmüş olduğunuz tabakta güzel annemiz Jale'nin hazırlamış olduğu kokulu taş hediyelikler bulunuyor.Buz dolabımızda yerlerini aldılar.



Yemekler gülücükler,mutluluklar bu güzel kadınlar ait-yalnız bir eksikle- Seda arkadaşımız dedesini kaybettiği için acil İskenderuna gitti...


Tamam tamam arkamızda böyle güler yüzlü yakışıklı eşlerimiz ,arkadaşlarımızda var... Onlarda bol bol yiyip içerek bize katkıda bulundular... Sevgilerimle...

Güzel "Rüzgar" sana mutluluk, neşe,başarı,şans ,aşk,dostluk,sevgi ve mucizeler dolu bir ömür diliyorum...

Not: Unutulmasın , bu güzel kadının başındaki tacı da ellerimizle yaptığımızı söylememe gerek yoktur sanırım...

6 Mart 2017 Pazartesi

hayattaki en güzel mutluluklar...

Düşünsenize minik bir kız çocuğunun kocaman gülümsemesi... 
Belki pembe saçlarını parmağına defalarca dolar, belki mutlu rüyalarda mutluluğuna mutluluk katmak için sımsıkı sarılır bebeğine...

Bazen uzun aralar veriyorum, uzun aralarla yazıyorum buraya... Aklımın bir köşesinde "üretmeliyim, nezaman bu hale geldim ki ben" 
Aslında durmuyorum, oradan öyle görünüyor.
Bir anlaşma yapalım , ben üreteyim paylaşayım işte ozaman tamam diyelim. 
Buarada minik bir kızda yeni bebeği ile oyasın.


El dikişi en sevdiğim, tabi sabır sabır sabır... Ben de bazen sabır katsayısı sıfırlanıyor ve biraz mola veriyorum. Tahmini bir hafta sürdü Miloyu bitirmek. Önce bebeği hazırladım, ardından gözler,kaşlar ve dudaklar...
Sonra saçlar , penyeden kestim diktim oldu bitti... 

En zor bölümü bence elbisesiydi. İpek saten tarzı çok ince bir kumaş olması biraz dezavantaj oldu. Bazı noktalarda dikişten kaçtım ... Gerçekten sabır zor iş... 


Öyle ya da böyle "Milo" yolculuğuna hazır... 

merak ettim diyenler