http://www.10marifet.org/yazi/bir-plastigin-hikayesi tamam anlıyorum bir plastiğin hikayesi olabilir ama neden benim plastiğin hikayesi bozuk oluyor:) Aşağıda gördüğünüz çizimlerin hepsini yüzük amaçlı özenle çizdim,belki biraz abarttım ama ben bu küçülen güzel kağıdı pişirince geri dönüşümsüz kıvrılmamalıydı neolur biraz hizaya gelseydi.Hiç otoriter olamadım hiç, ee attım gitti ama işte onu bile yanlış yaptım.Alıp ocakta yumuşatılabiliyormuşuz (ne uzun bir kelime bu) sonrada istenen şekli verebiliyormuşuz ee aferim bana offf offff
Buarada aklıma ne geldi Çek Cumhuriyetinden 18 kez blogum ziyaret edilmiş hala şaşkınım çok ilginç 3-5-8 değil 18 :) çok sağolun siz beni mutlu ettiniz:)
Teşekkür konuşmasından sonra tekrar konumuza dönersek bir daha deneyeceğim napalım düşe kalka yürümeyi öğrenmedik mi yine öyle yaparız:)
Bir başka mevzuda aşağıda gördüğünüz taş hakkında:) O ne ya diyen var mı ? Olabilir neden olmasınki. Bürodan aşırdığım taşlardan birini görüyorsunuz.Babamın süpsüper hediyesi oyma takımıyle şekillendi kendisi.Hani daha önce anlatmıştım dolabımı onunla yeni bir şekle soktum demiştim.İşte babam geçenlerde o güzel takıma bir dolu parça almış:) Çok keyifli,gürültülü ve tozlu olmasa tadından yenmez ama napalım gülü seven dikenine katlanır.Oyma takımınında fotoğraflarını çekip koymayı düşünüyorum. Buarada aynısından bir arkadaşım istedi ama malesefki babam oyma takımını Ankaradan almış.Şöyle bir araştırmadan sonra praktikerden de edinilebileceğini öğrendim.Ah şu praktiker koçtaş yapı marketleri yakın olsa ya -yok benim arabam yok beraber gidecek arkadaşım yok aslı sıkılıyor öyle şeylerden-böyle işlerden anlayan beri gelsin paylaşalım boynum bükük kaldı lütfen:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder