25 Ekim 2011 Salı

Hala evimize yerleşiyor sayılırız :)

Bugün abimle aramızda geçen konuşma aynen şöyle:

abisi: funda terliklerinin altını sil kızım bak ben mutfağı yeni viledaladım ve şuan çamur içinde.
funda:ben geldiğimde öyleydi yaa
abisi: öyle değildi ben sildim oraları
funda:....(banyoda deterjanlı su hazırlayıp mutfağın yolunu tutar,bir güzel heryeri siler kovayı döker.)
-5 dakika sonra mutfakta iki kardeş arasındaki konuşma devam eder
funda: bak heryeri sildim terliklerimi de değiştirdim.
abisi: (o sırada kendi terliklerine bakar) aaaa çamur yapan benim terliklerimmiş...

Evde bir yerde hala terliklerimizi kirleten bir pislik birikintisi var ama ben onu bulucam.Bu kadar temizlikten sonra hala nerden geliyor bu tozlar yahu.

Neyse şimdi biz evimize yeni taşındık.Bir sürü uğraş verdik ve sonunda güzel birşeyler olmaya başladı.Bir çok şeyi kendimiz yapmaya çalıştık ki genel olarak kendimiz abim oluyor :) Bayağ bir uğraşlar verdi. Ben de aşağıda gördüğünüz koltukları kaplama işini üstlendim.koltuklar biraz eskimişti ve yenilenmeleri gerekiyordu.Biz de ikeadan-evimizin herşeyi:)- 5m kumaş aldık. Göz kararı alınan bu kumaş yetti mi? tabiki hayır:) 1 metre daha aldık:) Bütün aşamalarını çekmeyi planlamıştım ama malesef herzamanki gibi kendimi tutamadım ve hızımı alamayıp ilerleyince birkaç aşamayı atlamış olduk.Aşağıda sondan başa doğru birkaç resim bulunuyor ki muhtemelen yarın koltuğumuzun yenilenmesi tamamlanmış olacak.
Son resimlerini de yarın eklerim artık.

Düzeltmedir: Koltuk kollarındaki beyaz kısımlar abim tarafından boyanmış olup, koltuğun alt iki kısmının birbirine bağlanması yine abim tarafından yapılmıştır, ellerine sağlık abicim:)

24 Ekim 2011 Pazartesi

Ben bu taşları neyapıcam

Aslında bu serideki bütün taşların başına birşeyler geldi diyebilirim. Yukarıda gördüğünüz taşın üzerine aseton döküldü :) tüh gitti derken hoş bir grilik kazandı ve biraz daha asetonlayıp çizmeye devam ettim.
Yukarıda gördüğünüz taş bambaşka bir çizim içeriyordu ama içime öyle sinmedi ki resmen asetonla yıkadım taşı. Biraz uğraş verdikten sonra verniğinden tamamen arındığına inanınca yeniden denedim. Taşın özelliği kaybolmuş olsa da-bu gri taş elde tutunca daha koyu bir grilik kazanıyordu-önemli olan benim içimde uyandırdığı duygu olduğundan pek önemsemedim bunu. Zaten vernik yeterince yapay kılacaktı onu boşa üzülmeye gerek yok...

Bu aşağıda gördüğünüz iki taş resmi alında bir taşa ait.Çift tarafa da hakim olmak oldukça zor olduğu için bunu çok denemiyorum.

Sıradaki taş ise biraz daha farklı.Hızlı ama severek çizmiştim ama fazla verniğin zarar verebileceğini düşünmemiştim.Bazen öyle heyecanlanıyorum ki sonuçları hiç düşünmüyorum, bir an önce sonuca varmak istiyorum.Bir kaç ince vernik atıp biraz beklesem sanırım böyle bir sonuç almayacaktım...Vernik yüzünden bazı çizgiler dağıldı.

Taş seçimi: bu olabilir diyorsunuz ve sepete atıyorsunuz ,sonradan bakınca delikli bir yüzeyi olduğunu ve vernik tutmayacağını farkediyorsunuz,atmaya kıyamıyorsunuz, bir de üzerine çizim yapıp vernik atıyorsunuz. Sonuç yukarıda görüdüğünüz resimden tam anlaşılmayan verniğin sarılığını gizlemeyemeyen bir taş oluyor. Duygular mı; aman ya nolcak yani bu da böyle olsun diyebiliyor.
Aşağıda gördüğünüz taş ise ilk başta alacalı yüzeyi ile beni iten. Ama bu deseni üzerine çizince işte tam da bu uyum dediğim bir taş oldu.

Ve son buna hiç yorumum yok...

18 Ekim 2011 Salı

Yeni bir hüzün


Sayın bayan ben anlamıyorum bu modelleri neden bu kadar içli bakışlarla mühürlüyorsun. Tamam bu bakışların onlara yakışıp yakışmadığı tartışılamaz ama neden diye sorabilirim.
link--enchanteddoll--link

10 Ekim 2011 Pazartesi

Elektrik süpürgesine çektiklerimize dikkat edelim!!

Düşünsenize: evinizde yalnız değilsiniz, dışarda yalnız değilsiniz çünkü heryerde varlığını bildiğiniz aynı sizin gibi hayatlar yaşayan tek boyutuyla farklı yaşamlar var.Tamam hayaller kurmayı bir yana bırakalım,bunu hiç değilse görselliği ile hayata yansıtmış insanlar var.Bunlardan biri twitterdan takip ettiğim LITTLE PEOPLE blogu.Sanırım oldukça zor bir sanattır, onları minicik minicik işliyeceksin sonra bir de tam onlara göre bir kompozisyon hazırlayacaksın. Açıkcası beni cezbeden bu kompoziyonlar:) Çim biçme makinası ile portakal biçmenin hayali çok yaratıcı geliyor bana, ayrıca çok da eğlendirici.



Buarada böceklerden pek hoşlanmam iyiki ne onlar bizim kadar büyük ne de biz onlar kadar küçüğüz.Buarada konumuza yakın ama bir okadar uzak bir klip eklemek istedim bu sefer:) minicik farklı yaşamlar için MOBY-in this world


not: portakal resmi istanbuldan gönderildi :) teşekkürler tekrar:)

6 Ekim 2011 Perşembe

Elma kadar tatlı herşey

Buaralar hiç birşey ekleyemiyorum, araştıramıyorum, paylaşamıyorum dolayısı ile mutsuzum ama nedeni şuki: Yeni evime taşınmakla meşgulüm :) Boya badana, temizlik,yerleşme derken resmen kendimi unuttum.Dün gece 11e geliyordu dinlenmek için oturayım artık dediğimde :) Ama güzel oluyor.Tabiki herşey yavaş yavaş, napalım ayağımızı yorganımıza göre uzatacağız. Salona koltuk lazım, eski perdelerin değişmesi lazım,yer kaplamalarını yenilemek lazım ve liste böyle uzayıp gidiyor. Ev hediyesi soranlara bana bir koltuk alın diyorum ama şimdiye kadar beni takan olmadı:) nevar yani alsanız :P şaka şaka perde alsanız yeter :P
Aaa buarada Aslı evlendi ve artık yeni ev arkadaşım abim :) Sanırım iyi bir ev arkadaşı olacak şimdiden her işe koşturuyor,temizlik bakımından bir okadar titiz. Sevdim ben yeni ev arkadaşımı:) Neyse işlerimi hale yola sokunca yazmaya devam edeceğim haberiniz olsun :)

merak ettim diyenler